3 Aralık 2009 Perşembe

Kibrit Kokusu

Çok dertliyim çok... Bi dünya yol gittim berbere gitmek için... Adama dedim 3 cm... Adam tuttu saçı bir yardırdı, off offfffff.... Makası sokacaktım adama bittiğinde... O berber koltuğundan kalktığımda koltuğun altında duran saçlarımı gördüğüm an gözlerim doldu yav... Nasıl kıydın bu saçlara diye sövdüm herife...

Açeydimmm kollarımıııııı, kesme diyeydim kesmeeee....




Ya siyah gömlek vs. falan giyip kendini süper karizma falan sanan insan, çok malsın ha...
zaten kafam bozuk, saçlarım katledilmiş, kafamı bozma benim bi insan ol insan....




Hani mario oynarken, mario karakterini ilerletirsin sonra bi borunun üstüne çıkarsın, sonra o boruya girmek için aşağı tuşuna basarsın ya... İşte o an eğer o boru girilebilecek bi boru değilse, o zavallı mario kardeşim o borunun üzerinde sıçma pozisyonunda kalmıyo mu, offf içim parçalanıyo...




Ya gençler şimdi ben buraya aklıma gelen bişeyler yazıyorum ya, mesela otobüste aklıma bişey geliyo, ben telefona not alıyorum, sonra yazmaya karar verince ordan bakıp buraya yazıyorum, olay böyle işliyo... İşte ben yine böyle bi not almışım ama notun ne olduğunu hiç hatırlamıyorum...
Bak şöyle bi not: "Ame kalp din"... Manyak mıyım niye adam gibi yazmayıp böyle kısaltıyom bilmiyom ama yazmışım işte, anlam verebilen varsa bi haber versin, çok gülmüştüm bunu not alırken ya...




Reklamlarda sürekli 3G, 3G, 3G diye beynimizi yediler ya yine, ben araştırmacı blogcunuz olarak 3G yi araştırdım ve çok ilginç sonuçlara ulaştım... 3G nin açılımı: Gazığı Goyacaz Gene...




Yaz tatilinde hayatımda girdiğim en ilginç iddiaya girdim... Ancak benim gibi kafadan sakat bi insan böyle bi iddiaya girer... İddia şu: "Güneş ışınları dünyaya 8 dakikada mı yoksa 8 saniyede mi ulaşır?"... Ben 8 dakikada gelir dedim, arkadaş 8 saniye dedi ve girdik iddiaya...
Ya manyak mısın? dediniz dimi... (ben kazandım bu arada)




Bu dünyada hiç bi uyku yoktur ki, otobüs uykusundan daha keyifli olsun... Hele ikarusa binmişsen, o ikarusun titretişi adeta beşiğin sallanması gibi gelir insana, bebekliğinize dönersiniz... Benim ikarusta uyumak için özel yerim vardır... Tam böyle kapının karşısında camın contasına şöyle bi kafanızı dayadınız mı misler gibi uyursunuz...




Kokulardan pek çok kez bahsetmiştim, yine aklıma bi koku geldi... Bu kokunun hayranları çoktur bence... Kibrit kokusu... Ya böyle kutu kutu kibrit alıp hepsini yakasım geliyo, çok deli koyuyo yav... Geçen yazılarımdan birinde benzin kokusundan da bahsetmiştim... Sakın, "dur iki kokuyu birden alıyım, güzel bi kombo yapıyım " falan demeyin, patlar falan, sorumluluğu bana kalır...




Böyle mahallede, okulda falan bi maç olduğunda, ya da maç olmasına bile gerek yok, ortada bi top olduğunda ordan geçen biri hemen "sal" diye bağırır ya, işte o adama çok gıcığım ben... Sanki çok süper bi vuracak da sal diyo... Hem niye bozuyosun çocukların oyununu...




(Bu yazının yazılmasında hiç bir hayvana zarar verilmemiştir, ürünlerimizde domuz ürünleri bulunmamaktadır...)

18 Temmuz 2009 Cumartesi

İkarusta Cam Açmak

Ben yine yaptım yapacağımı, bu sefer de Beytepe-Sıhhiye arasını yürüdüm...Mesafe 15.3 km...
Yakında İzmir'e de yürücem...
Bu da radara yakalandığımda çektiğim bi foto...






Temizlik firmaları onlarca cam temizleme ürünleri, bezler falan filan çıkarmasına rağmen hala camı en iyi temizleme yönteminin gazete olması ilginç... Bu şirketler gastenin temizleyici gücünü keşfetmeye çalışsalar ya...





Dünyanın En Güzel İnsanları:

  • Otobüs son durağa geldiği halde "dur" düğmesine basan insan bence sen çiçek gibi insansın...Sen "olur ki durmaz, ben işimi garantiye alıyım" diyen insansın...Sen meteorologlara güvenmeyip yanına şemsiye alan insansın...

  • Hani böyle radyoda falan bi şarkı çalıyodur, bu güzel insan da bi ara şarkıya eşlik etmek ister... Tam şarkıya girdiğinde şarkının yanlış yerini söylediğini farkeden insan, bence o insan biraz dalgın falan ama iyi çocuk...



Dünyanın En Acı Durumları:
Hani ikarus denen mitolojik, efsanevi otobüste yolculuk etmektesindir, hava sıcaktır, sıcak değilse bile ikarusun yokuş çıkarkenki coşkusuya içerisi ısınmıştır... Biri aniden omzuna dokunur ve "şu camı açar mısınız?" der... Bu durum dünyadaki en zor durumlardandır, çünkü muhatap olacağın şey, ikarus camıdır... eğer cam açılmazsa bir anda otobüsteki karizma sıfıra inebilir... Bence böyle durumlarda çakallık yapıp "rüzgar dokunuyo","hastayım" falan diyin karizma daha az çizilir... Ayrıca bu ikarus konusuna ileriki yazılarımda tekrar değinicem...




Hani evlenen insanlar için "dünya evine girdi" denir ya... Bu çok salak bişey değil mi ya...
Bekarları bu gezegenden dışlıyonuz mu noluyo?




Bence Melih Gökçek transformer... Robot falan yani... İnsan 15 yıl belediye başkanlığı yapıp yayalar için tek bir faaliyette bulunmaz mı ya... Ankaraya sadece yol yaptı adam, bu insanlar nerde yürücek düşünen yok...




Sorarım size, aranızda çocukken akan sümüğünü yalamamış olan var mı? Çocuk olmak bu yüzden güzel ya... İstediğin şeyi yapabiliosun...




Psikoloji Serisi:
Çocukla ilgili aklıma bişey daha geldi... Mutlaka görmüşsünüzdür, terliğini ters giyen çocuk...
Sol tekini sağ ayağına, sağ tekini sol ayağına giyer, "yanlış giymişsin" dediğinizde, "hayır seninki yanlış" diye cevap verir... Özgüven tavan durumdadır, o derece bi psikolojidir onunki...




Lost FotoŞop:

Ada 2009 ve Lionel Benjo...

22 Mayıs 2009 Cuma

Lost Fotoşop

Hani şirketlerin falan telefon numarası bi ilanda falan yazarken numaranın sonunda pbx yazar ya...
O ne demektir bilen var mı ya... Kimse anlamadığı halde niye yazar ki şirketler bu olayı...




Bugünlerde ne istiyorum biliyo musun? Bi bankada uzun zaman geçirebilmek :D Ben bankaya veya ATM ye gittiğimde işim en fazla 2 dakika falan sürüyo... Ama benden önceki şahıslar bir şekilde 10 dakika zaman harcamayı başarabiliyolar, ne yapıolar anlamıom... Bugün bankaya gittiğimde 204 numarası geldi, kafamı kaldırdım numaratör 202 de... oh dedim az beklicem, nerdeee, o önümdeki 2 kişiyi 15 dakika bekledim yav...




bugünlerde sınav yoğunluğundan yazıcak pek bi malzeme toplayamadım, en iyisi yaptığım bikaç Gimp çalışmasını koyayım...


















8 Mayıs 2009 Cuma

Doğumgünü Şiiri

Süpersin tıpkı nickin gibi
Üzerine tanımam kimseyi
PC deyince akla ilk gelen sensin
Eşime dostuma söyledim, herkes bu bloga girsin

Resimlerini gördüm, Sawyer gibi saçın var
Cem bir numarasın, Sawyer'ı kim takar
Erik gibisin, ekşisin ama tatlısın
Megaloman adam, baş harflerine bakar mısın?




  • Dünyadaki en büyük hayalkırıklıklarımdan birini ilkokulda yaşadım... Fizik dersinde basit makineler konusunu gördüğümde sanmıştım ki, cidden çalışan makineler robotlar falan yapıcaz... Meğer basit makine dediği kaldıraç, palanga falanmış... Ne alakası var bunun makineyle...





  • John Locke, şu an Jack'e hamileymiş...
  • Hurley, hidrojen bombasını yiyerek etkisiz hale getirecekmiş...Daha sonra oluşan gaz, dharmayı tasfiye etmekte kullanılacakmış...
  • Jacob aslında Vincent'mış...





  • Hani sınavın sonuna doğru sınav gözetmeni "son kontrollerinizi yapın" der ya, işte ben buna gıcık oluyom... Sana ne ki benim kağıdımdan, belki ben kontrol etmek istemiom, belki sınava son anda başlayıp heyecan yaşamak istiyom...





  • Dünyanın En Acı durumu: Ben bunu yaşadım gençler... Hani gün içinde insanın diline bi şarkı dolanır ya, herkesin başına geliyodur... Benim dilime tam öss sırasında gülben ergen şarkısı dolandı ya... Sorarım size bundan daha acı durum var mı? Dinlemem etmem nası dolandı bilmiom... Gülben ergen olmasaydı şimdi daha iyi bi yerde okuyabilirdim yani...





  • Hani Fifanın, kulüplerin falan ikinci başkanlarına asbaşkan denir ya, ben buna bi türlü anlam veremiyorum... Asbaşkan deyince insanın aklına başkanların başkanı gelmiyo mu ya?





  • Öss'ye girip bi üniversite kazandığını öğrendikten sonra hemen müzik dükkanına gidip gitar alan insan(bkz. ben) sen çok güzel insansın(kendime kötü mü dicektim)... Sen hemen bi gitar alıyım üniversitede çimlerin üstünde çalarım bütün kızlar hasta olur diyen insansın...Ama yok öyle bişey bilmiş ol...

1 Mayıs 2009 Cuma

Bengay Kokusu

Hani üzerinde kocaman GAP yazılı sweatshirt ler giyen insanlar vardır ya, işte ben o insanları çok takdir ediyorum. Çünkü o insan güneydoğu anadolu projesine bi nebze olsa da katkısı olmuş insandır Gülümsüyor aynen devam...





Falan veya filan demek yerine "felan" insan, sen nası bi insansın ki bu iki kelimeyi bi anlamda birleştiriyosun, nikah memuru gibi insansın sen... hem felan demek daha zor değil mi ya niye kasıyosun?





Geçen yazılarımdan birinde en sevdiğim kokulardan bahsetmiştim ya geçen gün aklıma bi tane daha geldi... "Bengay kokusu"... Hani burkulma, ağrıma, sızlama falan olunca insanlar sürer ya o bengayı diyorum. Çok güzel kokusu var o ilacın... İlaç olarak bengayla kapışabilecek tek koku ise "Vicks" kokusudur...Aslında ilacın ismi değil de üreten firmanın ismidir vicks ama herkes o ilaca vicks der...





Çılgın Lost Spoiler:
Benjamin aslında Kate'in oğluymuş, Sawyer ise aslında Jack in kızıymış...



Mağazadaki Çocuk:

Mağazadaki çocuklarla ilgili çok malzeme var demiştim aklıma bi tane daha geldi...
Hani bi market vs. içinde coşagelmiş çocuklar vardır ya onlar çok süper canlılardır... Mesela istediği bi oyuncak falan alınmıştır çocuk bi anda dans etmeye, oynamaya falan başlar(bkz . coşagelmek) işte o coşku anı insanın yalnızca çocukken yaşayabileceği bi andır...


Mağazaki Çocuk -2:

Hani mesela kasada bekliyosundur önündeki insanın da çocuğu vardır... O çocukla bi ara göz göze gelirsin ya, ama çocuk öyle bi psikolojidedir ki o göz temasını bi türlü bozmaz. Sürekli ağzı açık bi vaziyette sana bakar, işte o çocuğun psikolojisi çok ilginçtir bence...





Ya yukarıda bengay diyince de aklıma bişi geldi, bu bengay ın ismi aslında çok acayipmiş, ortadan ayırınca değişik manalar çıkıyo Gözler





Lebron James' i "Lee Brown James" sanan insan ben sana çok gülüyorum ya... Ama üzülme senin suçun değil, tüm suç murat murathanoğlu'nda...





Geçen gün bi dönercinin önünden geçerken aklıma geldi... Hani dönerciler döner keserken bi yandan da döner bıçağını sürekli biler ya işte bu bana çok saçma geliyo... Ya bu döner bıçağı denen şey plastikten mi yapılıyo ki 5 dakikada bir biliyonuz, yoksa sırf "ben dönerciyim biraz artistik yapayım" diye mi sürekli bu eylemi gerçekleştiriyonuz...

27 Nisan 2009 Pazartesi

Selebant

Bi futbolcu için dünyanın en acı durumu attığı golün ofsayt nedeniyle iptal olmasıdır heralde. Düşünsene, bütün hafta çalışmışsın hatta gol attığında yapacağın sevinme şeklini bile çalışmışsın, tam golü buldun tribüne koşup sevinirken, biri elinde bayrakla "boşuna sevinion oluuum" diyo... Çok kötü çok...





Kot pantolonun cebinde şekil çıkmış insan bence sen on numara insansın... Sen telefonunu, anahtarını, cüzdanını sürekli aynı cebine koyan insansın... Ama o cep eğer bir gün boş olursa, orada izi olduğu halde mesela cüzdan orda olmazsa, dünyanın en acı durumlarından biri oluşur...





Ey okuyucu, eğer senle tanışıyorsak ve bana hitap etmen gerekiyosa en son kullanacağın hitap şekli "cemcim" olsun lütfen...Elektrik direği diye çağırılmayı tercih ederim...(birinci tercihim bu değil tabii ki :D ) Tercihler 1- Cem, 2-James, 3- Sawyer, 4- Lanet, 5- Elektrik Direği...





U2 (yutu) grubuna "u-iki" diyen insan, ne desem sana bilemedim şimdi, süpersin ya...
Sen gavur müziğine karşı anadolu rock dinleyen insansın, helal sana... (bu yazıyı okuyor ve ben de anadolu rock yapıyım dersen, cem yılmazın 10 adımda anadolu rock videosu sitede mevcut)





Bildim bileli anlamadığım bişey var... Neden saat 12:30 a yarım denir??? Neyin yarısı ki? günün yarısı 12 değil mi, günün yarısının yarısı anlamında mı acaba?





Çılgın Lost Spoiler:

  • Hidrojen bombası(jughead) nedeniyle oluşan radyasyonlu çayları test etmesi için adaya Türk bakan gelecek...

  • Desmond adaya dönecek ve "ben bu adanın çarkına....." diyip çarkı kıracak...

  • "Dumansız hava sahası" görevlileri adaya gelip, black smoke'un mekanını mühürleyecek...

  • John Locke ölüp dirilmekten yalama olacak...




Hani bişeyi bantlaman gerekir, bantı eline alırsın, açmaya çalışırsın da bi türlü ucunu bulamazsın ya, işte bu çok kötü bi durum bence... Bant ucu açmak için algoritma geliştiren insanlar var ya... "Önce elini gezdiriyosun, bi çıkıntı hissedince tırnağınla girişiyosun.....vs..vs"





Bant dedim de aklıma geldi... İzole banta "selebant" diyen insan sen çok güzel insansın ya... Sen ayrıca tırnaklamaya -->çırmaklamak , çelme takmaya --> çembe takmak diyen insansın... Hatta bence sen "hala" ya "hayla" diyen insanlardansın... (hala derken düzeltme işareti olandan bahsediyorum, bıyığı olsa amca olcak kişiden değil)





Bu akşam İzmir' e gidiyorum, pazara kadar yazı yazamam sanırım... Kendinize basınçlı deodorant kutusu gibi bakın...

Cici Bebe

Sonunda internetime kavuştum ve yazımı yazıyorum... İnternetsiz kaldığım günlerde manevi desteklerini benden esirgemeyen arkadaşlara burdan teşekkür ediyorum... Bi bilgisayarcının karşılaşabileceği en zor durumlardanmış internetsizlik... Aç kaldım, itildim, mahpusluğu öğrendim, sokaklara düştüm, kendimi içkiye verdim ama yılmadım Gülümsüyor şaka bi yana, pizzayı internetten sipariş ettiğim için gerçekten aç kaldım :D





Ne zaman yolda beyaz pantolon giymiş bi kız görsem aklıma reklamlar geliyo, o kız birazdan hoplayıp zıplamaya başlıcak zannediyorum ama nerdeee... Biraz enerjik olun, beyaz pantolonun hakkını verin hakkını...





AE' nin tespiti: Cici bebenin bebeklerden çok normal insanlar tarafından tüketilmesi ne ilginç bişeydir. Ben de yiyorum tabi :D tadı süper... Bi bisküvi firması da çıksın cici bebe tadında bisküvi yaptık desin valla her gün alırım...





Hani uçlu kalemle bir şey yazıyosundur, bir anda uç bitiverir ve öylece kalırsın... Kalemin içinde uç kalmadığını bildiğin halde kalemin arkasına ısrarla ve umutla basmak ne acı bi durumdur ya...





Psikoloji Serisi:
Maçlarda elinde "Maç X kanalda izlenir" diye pankart taşıyan insanın psikolojisi çok fenadır bence. Maç X kanalda izleniyosa sen niye statta izliosun, git evinde o kanalı aç izle... Ben bi gün şöyle bişi yapıcam, maça gidip "maç statta izlenir" diye pankart açıcam...





Markette istediği oyuncak alınsın diye kendini yerden yere fırlatan çocuğun psikolojisi çok fenadır... Aslında bu marketteki çocuklarla ilgili yeni bi başlık bile açabilirim çok durum var çünkü... Kalanları sonraki yazılara saklıyım...





Hani erkekler arasında bi geyik vardır... Kız zengindir, "benim param onun makyaj masrafına yetmez" der insanlar... Kız makyaja o kadar para harcıyosa zaten çirkindir bırak çirkin kızı napcan, dimi ya Dil (asrın tesellisi)


Günün Film Tavsiyesi: "Beni Osman Öldürdü" (1963)
Kadro Efsane, senaryo çiçek gibi...

Benzin Kokusu

Bu dünyadaki en güzel kokulardan biri benzin kokusu bence, biraz manyakça evet ama seviyom ben o kokuyu... Diğer favorilerim : uhu, mazot...




Ankarada 3. yılımı geçirmeme rağmen bu otobüslere hala alışamadım ben...
İzmirde otobüsün üstünde 3 şey yazar: numarası, geldiği yer, gideceği yer. Ankaradaki otobüslerin üzerinde Ankaradaki tüm yerleşim birimlerinin yarısı yazıyo resmen... Dolmuşlar daha da fena, dolmuşların üzerinde o kadar çok şey yazıo ki, ön camın yarısı dolmuşun nerden nereye gittiğini tarif ediyo...





Dolmuş veya otobüse binmişsindir ve otobüs ışıklarda durur. Ama şoför, ışıkların biraz ilerisinde kalmıştır yani ışığı görememektedir... Işık yeşile döndüğünde, şoförü "yeşil yandı kaptan!" diye uyarmakla uyarmamak arasında gidip gelmek en acı şeylerden biri bence...





Dolmuş, otobüs veya vapura ilk kalkacağı yerden binileceği zaman insanlar sanki o taşıt hemen gidecekmiş gibi koşar ama bindikten sonra aslında taşıtın 5 dakika sonra kalkacağını anlarlar ya, işte bu o kişi açısından çok kötü bişey bence...





Psikoloji Serisi -Devam:
Türkçe'deki "ulama" ses olayından habersiz olup, Cüneyt Arkın'ı "Cüney Tarkın" sanan çocuğun psikolojisi fenadır... (bkz. eskiden ben)

Köz Şarkısı Akorları

Intro:

-----1---1---1-------1---1--------1---1---1-------1-----------
---3---3---3---3---3---3--------3---3---3---3---3---3--------
-2---------------2------------2-----------------2-------2------
-----------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------


intro x2


Am G E
Közdür adın, asla doyulmaz tadın

Dm E
Özel bir şey var sende adını koyamadım

Dm E
Zor senden ayrılmak, yine dayanamadım

Am G
Döndüm koşa koşa, lezzete daldım...

************* Nakarat ********************

Am C E
köz köz köz


*********************************************

Am E
Önceleri bilmezdim, ne cahilmişim

Am E
Nasıl böyle bi lezzeti görmemişim

Dm E
Evimden ötesin bayılıyorum sana

G E
Rica ediyorum, baş harflerine baksana...

***********
Nakarat

Köz Şiiri

Bu şiir Beytepe'de bulunan "Köz" e yazılmıştır... Kendisi gurbet günlerinde karnımızı ve kalbimizi dolduran biricik bir gıda tesisidir...

Közdür adın, asla doyulmaz tadın
Özel bir şey var sende adını koyamadım
Zor senden ayrılmak, yine dayanamadım
Döndüm koşa koşa, lezzete daldım...

Önceleri bilmezdim, ne cahilmişim
Nasıl böyle bi lezzeti görmemişim
Evimden ötesin bayılıyorum sana
Rica ediyorum, baş harflerine baksana...


Bu şiiri bestelerim bile ben Gülümsüyor


BKG nin yoğun isteği üzerine yazılmıştırDil (köz kardeşliği)




Hani deli mariocu çocuklar vardır ya, onların psikolojisi çok fenadır... Mesela mario oynuyosundur, yanına gelip şurda kutu var ordan zıpla bi boru çıkcak falan diyerek oyunu senden alırlar bi bakarsın iki dakikada son bölüme gelmişler... Onca gizli kapıyı, kutuyu bulmak için nası bi psikopat olmak gerektiğini bi düşünsenize... Adamlar kendilerini marioyu sevdiceğine kavuşturmaya adamış yav...





Arabaya otomobil diyen insan, sen çok janjanlı bi insansın ya... Çiçek gibi araba demek varken niye kasıyosun... Bi de sen binaenaleyh, bil mukabele, gayrıihtiyari gibi sözcükleri kullanmaya müsaitsin bence...

Çılgın Lost Teorileri

  • Sawyer aslında kelmiş daha sonra John Locke' dan saç transferi yapılarak bu hale gelmiş. John un kel olmasının nedeni de bu tabii...

  • Uçak, aslında pilot kalkıştan önce motoru iyice ısıtmadığı için düşmüş...

  • Charles Widmore, adada yetişen kahveleri "Jacobs" markasıyla piyasaya sürerek zengin olmuş...




Bu aralar Amerikalılar durumuna taktım. Reconun babası geldi ya ondan sanırım. Neyse... Dikkat ettim de neredeyse bütün Amerikan dizilerinde dünya bi kere mutlaka kurtarılıyo. Lostta bile kurtardılar ya, lostun ne alakası vardı halbuki... Amerikalıların dünyayı kurtarmakla ilgili takıntısı olduğuna bakmayın, uzaylı istilası falan olsa uzaylılarla bir olup dünyayı satar bunlarDil






Düşündüm de şu kar çok adi bişey ya... Aslında bildiğin su ama böyle bi triplere falan giriyo bi hal değiştiriyo falan... Havan kime senin ya... Suysan suluğunu bil...



Marketin dışına çıkarılmış market arabası en acı şeylerden biridir... Boynu bükük bi şekilde "ne işim var benim burda?" der gibi gözükür. Onu dışarı çıkaran zihniyet de en gereksiz zihniyetlerden biridir. Otoparka çıkarmaktan falan bahsetmiyorum. Alışveriş arabasını alıp gezdiren insanlar var ya...



Erkekler bilir. Bir erkeğin en huzura erdiği an, berberde traş olduktan sonra berberin pudralı fırçayı ensenizde gezdirdiği andır... Harika bi histir o... O kadar harikadır ki hiç kimse o fırçanın daha önce bin kişinin daha ensesinde gezdirildiğini hissetmez...(o fırçaları temizliyolar mı acaba?)

Makina Soğuk

Dünyanın en gereksiz insanları devam:

Şehirler arası otobüslerde muavin yiyecek dağıtırken, dağıtılan yiyecekten 3-5 tane alan insan dünyanın en gereksiz insanlarındandır. Bu insana bedava deterjan dağıtsan onu bile yer... İstanbula giderken yanıma bi tane Yobazettin amca oturdu(çember sakallı pislik yobaz insan anlamında) herif resmen stokları tüketti, hatta yiyecekler kesmedi adam bi de otobüste insanlar okusun diye konan dergiyi bile götürmek istedi, yuh ama yuh...




Amerikalıların ne kadar salak olduğunu sanırım kanıtladım ben... Hani amerikan kapı diye bişey vardır ya, bu kapıların açma yeri yuvarlaktır hani... Eğer bu kapıyı gerçekten amerikalılar tasarlamışsa bu onların salaklığına kanıttır... Ne alaka dediniz dimi... Mesela elinde tepsiyle odaya gidiosun, kapı kapalı nası açacan kapıyı? Normal kapı olsa dirseğinle, ayağınla açarsın kapıyı, ama amerikan gavuru düşünüyo mu bunu, varsa yoksa hamburger falan yesin...





Dünyanın En Acı Şeyleri -devam:

Devam dedim ama daha önce böyle bi başlık attım mı hatırlamıom neyse... Bence dünyada çalışmayan yürüyen merdiven kadar acı şey çok azdır... Ya senin adın yürüyen merdiven ama hayattaki tek işlevini yapamıosun çok kötü ya...





Hani dolmuşta ortada bi yerde oturmuşsundur, haliyle bütün nakit akışı senin üzerinden gerçekleşecektir. Arkadaki gavurlar sanki anlaşıp bütün parayı aynı anda yollarlar... Şurdan "A" yere bi kişi, şurdan "B" yere üç kişi diye paralar yağmur gibi gelmeye başlar... Tam önünü dönüp şoföre parayı uzatacaksındır ki, beyin resetlenmesi durumuna maruz kalırsın. Elinde bir sürü parayla "ben ne arıyorum burda? "diye bi hayatını gözden geçirirsin... İşte bu durum insan hayatındaki en acı durumlardandır...





Yaşlılık Alametleri:

Eğer bi insanın diş fırçası düz, beyaz, markasız veya banat markaysa; o insan her an sokakta top oynayan çocuklara bağırma potansiyeline sahiptir...

Züccaciyeci

Dünyanın en çirkin şeyleri -Devam:

  • Bu olay eğer evde sizin arkanızı toplayacak biri yoksa gerçekleşir...
Gayet normal bir şekilde banyoya girer duşunu alırsın ve hiçbir şeyin farkında değilsindir... Duştan çıkarsın, elini havluya/bornoza uzatırsın ki, uzandığın yerin boş olduğunu farkedersin... Islak ve çıplak bi halde banyodan çıkıp havluyu/bornozu son bıraktığın yere kadar gitmek dünyanın en çirkin şeylerindendir...





Dünyanın En Güzel İnsanları -Devam:

  • Klavyedeki kontrol (ctrl) tuşuna "ceterele" diyen insan çok güzel insansın sen... Sen henüz teknolojinin işkence çemberinden geçmemiş, teknolojisiz de yaşabilen insansın... Sen facebook hesabı olmayan adamsın... Hep böyle kal...






Dünyanın En Çirkin Şeyleri -Devam:

  • Bu listeye daha önce çok maddeler yazdım ama bu madde benim için ilk üçtedir...
Elektrikli süpürge dünyanın en çirkin şeylerinden biridir... Şu aletin sessiz olanı üretilirse yüzyılın buluşu seçerim onu...(rowenta reklamında var denio ama bilmiom)
Umarım yapılmıştır böyle bişey... Ya bi ses bu kadar iğrenç olabilir mi?





  • İki cep telefonu olan insana anlam veremem... Düşünüp duruyorum iki cep telefonu ne işe yarar diye... Bazıları diyo ki, "birinde türksel(turkcell) birinde avea kullanıyorum çok hesaplı oluo"... Ya, tarifeden iki üç kuruş kurtarcaksın diye 2. cep telefonuna 300-500 lira para verion farkında mısın? Sen direk görgüsüzüm desene bana...(iş vs. nedenlerle taşımak zorunda kalanı ayrı tutarım)





Yarın İstanbula gezmeye gidiom birkaç gün yazı yazamayabilirim... Kendinize züccaciyecide gezen afacan çocuk gibi davranın Gülümsüyor

(bu arada züccaciyeci yazmak ne zormuş yav)

Dokunmatik Seçim Ekranı

Seçimler bugün yapılıyo ya, bütün televizyon kanallarında bi seçim coşkusu var... Bi deliye bağladı bugün kanallar... Spikerler daha bağıra bağıra konuşuyo, sürekli seçimi en iyi biz anlatırız diyolar... Yav seçim işte neyini iyi anlatacaksın... Biraz önce izlediğim bi kanal, "biz seçimi çok teknolojik anlatcaz, aha da buraya dokunmatik ekran koyduk, her şeyi şak diye görebilioz" diyodu... Kafası iyi bu adamların, teknolojik anlatmak nedir ya...
Ben istiyom ki bi kanal da çıksın biz seçimleri çok erotik anlatcaz desin Gülümsüyor





Hani kitap, dergi, gazete vs. okurken sayfayı çevirmek istersin, sayfa bir türlü çevrilmek bilmez çünkü bir sonraki sayfaya yapışmıştır... İşte bu sayfayı çevirememe, o iki sayfayı birbirinden ayıramama beni çok kötü hissettiriyo... Kitap basarken kolay çevrilen sayfa yapılsın...





Psikoloji Serisi -Devam:

  • Bir parça tel, biraz ip, birkaç pil vs. ile süper bir icat yapacağını sanan çocuğun psikolojisi süper bişey ya... Geçen gün kuzenim böyle bişey yapmış dedim ne işe yarıyo bu "icat", dedi sen anlamazsın... Öyle kaldım :D Tabii zamanında ben de yapmadım değil böyle icatlar... Üç beş teli kopmuş bi mandolinim vardı, ben o mandoline adaptör kablolarıyla 12 V verip "elektro mandolin" yapmaya çalışırdım...(bi gün yapcam Dil)


  • Hani yeni bir eşya aldığında(araba, kumanda, vs.) eğer o eşya bir kılıfa sahipse, o kılıfı bir süreliğine çıkarmayı reddeden insanlar vardır ya, o insanların psikolojisi çok gariptir... Sonuçta çıkaracaksın o kılıfı, kaçarı yok... Ne diye kasıyosun... Bu en çok tv kumandalarında oluyo sanırım... Yeni kumandalar önceleri kılıfıyla evin baş köşesinde durur, ancak 2-3 ay içerisinde insanların birbirine fırlattığı bi nesneye dönüşecektir...




Lokantaların camlarına "aile salonumuz mevcuttur" yazmasına anlam veremiyorum... Sanki o yazıyı yazmayan lokantalarda insanlar çıplak falan mı geziyo? Öyle bi lokanta varsa bize de haber verin yani Gülümsüyor





Sanırım her öğretmende vardır bu... Kendi dersini övme... Matematik dersine girersin, hoca der "hayatta her şey matematiktir, bakkala gittiğinde matematiksiz bişey yapamazsın", sonra çıkar Türkçe dersine girersin hoca der"Dil olmasaydı anlaşamazdın, ne yazdığını okuyamadan nası matematik yapcan" ... Bu örnekler her ders için çoğaltılır... Ben böyle söyleyen tüm hocalara şu cevabı vermek istiyorum...Verdiğiniz çoğu ders bize zorluk çıkarmaktan başka bi işe yaramıo...





Hani bazen evde kağıt peçete kalmaz da tuvalet kağıdı kullanmak zorunda kalırsın ya... Bu çok kötü bişey gibi görünüyo ama o kadar kötü değil ya... İnsanlar tuvalet kağıdını pis sandığı için kötü görünüyo, ama aslında temiz olduğu için o kadar kötü değil... Tuvalet kağıdının pis sanılması da nası bi mantıktır ya...

27 Mart 2009 Cuma

Bellek Read Olamadı

Dünyanın en güzel insanları -Devam:
Hani bazı insanlar vardır ya, ağzından sakızı çıkarır bi kağıda sarar, "sonra çiğnemeye devam ederim" der... Bu tip insandan biraz çekinirim ama yine de bi güzelliği vardır bu insanın... "At sakızı yenisini alırsın, alt tarafı 5 kuruş bişey, cimrilik yapma" diyebilirsiniz bu insana ama, ondaki bu tasarrufkar tavır bi yandan da takdire değer bişey...





Dünyanın en gereksiz insanları -Devam:
Bazı insanlar vardır ya, filmlerle gerçek hayatı karıştıran, o insanlar bence çok gereksiz insanlar... Yav o kadar salak mısın yani? Adam filmde şaklabanlık yapan bi aktörü yolda görse çekil git be diyecek...Mesela yolda Edward Norton'u görse şöyle dicek: "Meraba Edward bey, size de meraba Tyler bey... Dil" (fight club)





Bütün edebiyat dünyası içinde ismini en sevmediğim yazar Balzac... İsmini duyunca midem bulanıyo ya... Balgam gibi ıyyy...




En sevdiğim sayılardan biri 114... Evet 114 ü sevmek biraz manyakça ama bi düşünsenize 114 deyince insanın aklına bu sayını 3 e bölüneceği gelir mi, benim gelmio... Sen çok güzel bi çift sayısın ama aynı zamanda 3 e de bölünüyosun... Hem sarışın olup, hem de zeki olmak gibi geliyo bana Gülümsüyor





Katı sabun kullananlar bilir... Hani böyle bir süredir kullandığın sabun iyice küçülüp eski köpürtme kudretini kaybetmiştir ve emekliye ayrılma vakti gelmiştir. Yeni bi sabun açarsın ve eski sabunu yenisinin üstüne yapıştırırsın ya... Bence bu eski sabun için çok acı bişey ya... Sen artık tek başına işe yaramazsın, ancak böyle yeni sabunlara yamanarak adam olabilirsin demiş oluyoz aslında... Sırf bu yüzden sıvı sabun kullanmak istiyom valla...


Bugün kısa yazdım galiba... Proje yüzünden benim bellek read olamadıGülümsüyor